YENİ BİR BEN’E SELAM OLSUN…
Bir ölüm rüzgârı esiyor çocukluğumdan olduğum an’a…
Sesler çınlıyor o günden günüme;
Yarım ağız ağlamalarla örülü “zayıftı, acizdi, ezikti…” söylemleri
Sorular vadisinden gördüm ki bedenim büyüse de o “perdenin ardındaki küçük kız” olarak o an’da hapisim… Ben mi istedim o anda çakılı kalmayı, yoksa beni o rüyaya hapsedenlere boyun mu eğdim? Bir çocuk ne kadar direnebilir ki korkulara, yargılara, kibre, nefrete?.
Dayanamadım…
Direnemedim…
Bir oyun kurdum, kendime maskeler yaptım... Kim neyi görmek istese o maske ile var oldum...
"Üzme bizi" diyenlerin beni üzmemesi için,
Üzülmemek için girdim maskeler hapishanesine...
Bilemedim.
..........
Tam da şimdi, derin bir nefesle, sessizce çığlığımla uyanıyorum:
“benim suçum değildi..,
ben çocuktum…
ben kurban değildim, bakım verenlerimin beni korumak adına bildikleri ile örüldü duvarlar…
Ben içine sığdığım sürece korudum kendimi…
Beni sevsinler diye üzmedim kimseyi...
Bana "zayıf" demesinler diye giydim kat kat kostümleri..
Koruduklarına inandılar…
Korunduğuma inandım...
Bu bir suç mu?
İnsanların inandıklarını yapması suç mu? Suç olabilir mi?
Cevabı biliyordum ama söze dökmek zordu. Tüm savunma mekanizmam yerle bir oldu. Tırnaklarımı geçirdiğim kabullerim vardı oysa…
Kime anlatsam gözyaşları ile temizleniyordu yaptığım her hata…
Ceza vermek yerine pek çok kişi ile görüştürüyorlardı beni. Ben hayatımın uçurum eşiğinde oyun oynarken insanlara duymak istediklerini söylüyor ve sorumluluk yorganını atıyordum aynı uçurumdan…
Hayatın sorumluluğunu almadan yaşamanın yolunu bulmuştum… Farkında olmadan, annemin elimden alınışının bedelini ödetiyordum hayatıma değen herkese… Lakin nereye kadar gidecekti ki bu…?
İçine girdiğim kaba sığamıyordum artık…
Canımı yakıyordu bu gelişememe hali… Farklı insanlarla aynı döngüyü yaşama hali… Başlarda oyundu, şimdi yakıcı bir yalnızlığa dönüştü… Herkesin “ ağlama duvarım” olmaya bu denli hazır olmaları bile susturuyor beni… Benzer yüzler, aynı konuşmalar, aynı ilaçlar, aynı hezimet…
Taa ki ardışık duyduğum soru cümleleri ile duvara çarpana karar!
Bu defa farklı bir yerde, farklı bir şeyin içindeydim… Silkelendim… Durdum… Canımı acıtan yağlı urganı elime aldım ve tüy gibi uçtu… Artık sınırlarımı yeniden belirlemek, geleceğimi yeniden başlatmam mümkündü… İnandım, hissettim, düşledim…
Koşar adımlarla kaybettiklerimi toparlama derdine düştüm…
Bu hayat benim değil?
Bana acıyan insanları cezalandırmak için kurguladığım bir ilizyon içinde gördüm kendimi…
Beklenti bölümü bitti…
Korku bölümü bitti…
Drama bölümü bitti…
Hayatımın “gelecek bölümü” benim tercihlerimle oluşacak… Kendimi bulup yeniden yazacağım layık olduğum kendi geleceğimi…
Yeni BEN, yeni heyecanlar, yeni insanlar, yeni alanlar…
Yeni BEN, gülümseyen, enerjik, dinleyebilen….
Yeni BEN, yenilenerek yaşamayı fark eden BEN….
Selam olsun😊